Ana içeriğe atla

HERKES Mİ MEMNUN DEĞİL?


 Birçok kişiden duymuşsunuzdur, “ şu devirde kimse çalıştığı işten memnun değil ” gibi bir söz hatta bir de üstüne kamu spotu yapılır, inceden inceden sende ileride çalıştığın işte mutlu olamayacaksın imalarıyla bu konuşma kişilerin emeklilik hayalleriyle devam eder ve bu kısır döngü sürer gider.

Çocukluğumdan beri bu söylemi duyuyorum her seferinde de bu söylem beni rahatsız ediyor.


dusunceyonu.blogspot.com


Bunca insan neden çalıştığı işte memnun değil? Sorusunu incelemeye başladığımızda karşımıza birkaç madde çıkıyor.

Bunlardan ilki “Aile Baskısı”
      - Bu meslek iyi, parası da çok sen mutlu olursun
Kalıbı daha sonrasında ise mutsuz bir iş yaşamı.

İkinci madde “popülarite”
Kişinin kendisinin ya da ailesinin o devrin en popüler mesleği ne ise,
         -Sen bu mesleği yap mezun olduktan sonra iş bulursun, çok para kazanırsın.
Düşüncesi.

Üçüncü madde “ Ne iş Olsa Yaparım”
Kişinin kendisin yeteneklerine bakmadan meslek seçip öğrenim hayatında başarılı olmaması ve bu durumun ileriki yaşama yansıması.



dusunceyonu.blogspot.com



     Daha benim sayamayacağım birçok madde vardır muhakkak lakin bu üç madde bile aslında sorunların kaynağını bulmamıza yardımcı oluyor.

Ömrünüzün çok uzun yıllarını etkileyecek mesleğinizi seçmek aslında sizin elinizde.
Kendinizi tanımaktan ve kendinizi bilmekten geçiyor asıl cevaplar.

Peki işini severek yapan kişiler yok mu?
Elbet var. Kimisi günde on altı saat çalışıyor, kimi daha az. Hepsinin ortak özelliği aynı, işini severek yapmaları ve kendine uygun işleri seçmeleri…

Elbet emekli olduğunuzda deniz kenarında küçük bir kasabada mütevazı bir yaşam isteği hayal edebilirsiniz.
Önemli olan bu hayali ne zaman kurduğunuz,
Bu hayali işe başladığınız ilk yılda kuruyorsanız sizce de biraz sıkıntı yok mu?

Sözün Özü: mutlu olmak ne çok paranız olmasında ne de başka bir şey de. Mutlu olmak ne yaparsanız yapın yaptığınız işi severek, benimseyerek yapmakta.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜNYA DA MI DÜNYAMIZ DA MI YAŞIYORUZ?

               Günümüzde dünyanın hemen her   yerinde toplumsal birçok sorun yaşanıyor.  Hırsızlık, cinayet, dolandırıcılık ve sayamayacağım daha birçok sorun. Neden? Sorusunu sorduğumuzda en yalın haliyle karşımıza aynı cevap çıkıyor, “ empati yapmamak ”. Ama neden? Günümüzün en ciddi problemlerinden olan bu empati yapmama insanların büyük çoğunluğunun dünyamız da değil de dünyasında yaşamasından kaynaklanıyor. Dünyamızda yaşamayı aslında istemsizce yapıyoruz – en azından iyi niyetle düşünüldüğünde böyle – kendi giyindiğimiz gibi giyinenlere değer veriyor, aynı müzik grubunun şarkılarını seven kişilerle konuşmaktan hoşlanıyoruz. Böyle düşünmemde ne sorun var ki? Diyebilirsiniz. Pek bir sorun gözükmüyor gibi olsa da bakış açımızı değiştirdiğimizde bizi rotasız bir okyanusun ortasına sürüklediğini görüyoruz. Nasıl mı? Kendi dünyanızda fazlaca bir süre kaldığınızda bakış açınızda körelmeye baş...

KRİSTAL GENÇLİK

  Kristal Gençlik   Şu dünyada ki herkes biricik   – Eğer ikiz kardeşiniz yoksa –   bir benzeriniz yok ve çok değerlisiniz.   Biri yeni bir buluş yapsa ve dese ki hayatının bir dönemini sonra tekrar açıp bakabilmen için saklayabiliyoruz! Sen hangi dönemi saklamak istersin ? Diye sorulsa birçoğumuz gençlik yılları deriz. İstediğimiz ne varsa bunu yapmak için güce, zamana ve sağlığa sahip olduğumuz ama yaşarken bunun kıymetini bilmediğimiz o paha biçilmez yıllar.   Peki bu vitrindeki az kullanılan ama çok değerli olan kristal gençlik neden bu kadar önemli ? Bir gün artık genç olmadığımızı hissettiğimizde geçmişte yapamadıklarımız için ne kadar pişman olacağız ? Bu ve bunun gibi daha nice soruyu aslında pekte düşünmüyoruz değil mi ? Evet belki yaptığımız işlerde kılı kırk yarıyoruz lakin ileride pişman olmamak için bugünü ne kadar ideal bir standarta   getiriyoruz ? Enerjimiz bol, zaman da hakeza öyle illa biriciğiz diye bencil mi ...

FİBER BAYRAM ŞEKERİ

    Nerede  o  eski  bayramlar  dediğimiz bir  başka  bayram  daha  yaşıyoruz. Nasıl mı? Eskiden  teknoloji bu denli  gelişmemişken  insanlar birbirlerine daha  kenetlenmiş bir  haldeymiş. Tarladaki  işlere biraz  ara  verilir,  bayramına  göre  çeşitli  ikramlar  hazırlanır, yeni  kıyafetler  dikilir ve  bayramın  gelmesi büyük  bir  heyecanla beklenirmiş. Tabi  memleket  dışında  oturan  akrabaları ve  bir  önceki  yazı  da  bahsettiğim  o  samimi arkadaşları  da  unutmamalı. Onlar  da  bayrama  gelmesi  dört  gözle  beklenenlerden. Bayram  geldiğinde  insanlar büyük  bir  sevinçle akraba  ziyaretleri yapar, gençler  oyun  kurar,  düğünler  sünnetler  şenlik  havasında  geçermiş. ...