Ana içeriğe atla

PAYLAŞMALI MI?

  Sosyal medyada paylaştığınız fotoğrafın hamile bir kadının aşermesine ya da fobisi olan bir arkadaşınızın kendi kötü hissetmesine neden olabileceğinizi düşünmüş müydünüz ?

Malum mevsim yaz. Harika bir yere tatile gittiniz. Bu harika yerin harika manzaralı bir yerinde çok leziz bir yemek yiyeceksiniz, bu muhteşem manzaranın ve yemeklerin fotoğrafını çekmek istediniz.

Buraya kadar her şey normal.

Daha sonra çektiğiniz  fotoğrafı sosyal medyada paylaşmak istediğinizde sıkıntılar başlıyor;

Diyelim ki fotoğrafı paylaştınız. Girişte bahsettiğim gibi hamile bir hanımefendinin canı sizin paylaştığınız fotoğraftaki yiyeceği çekti ve o yiyeceğe ulaşma imkanı yok !

Aynı durum sizin ya da eşinizin başına gelse kendinizi nasıl hissedersiniz?

Siz bunu düşünürken ben girişte bahsettiğim ikinci örneğe kendi yaşadığım bir olay üzerinden örnek vererek açıklamaya çalışacağım.

Geçenler de instagram da bir fotoğraf paylaştım. Benim için gayet zararsız, su damlaları olan bu fotoğraf meğerse  tripofobi’ si olan bir arkadaşımın korkulu rüyasıymış.

Hiç mi fotoğraf paylaşmayalım ?

Paylaşalım ama paylaşırken sosyal medyanın göründüğü kadar  masum olmadığını, biz farkında olmadan başkalarını incitebileceğimizi düşünerek paylaşalım.


Sözün özü: paylaşmalı mı paylaşmamalı mı diye bir değil birkaç kez düşünmeli. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜNYA DA MI DÜNYAMIZ DA MI YAŞIYORUZ?

               Günümüzde dünyanın hemen her   yerinde toplumsal birçok sorun yaşanıyor.  Hırsızlık, cinayet, dolandırıcılık ve sayamayacağım daha birçok sorun. Neden? Sorusunu sorduğumuzda en yalın haliyle karşımıza aynı cevap çıkıyor, “ empati yapmamak ”. Ama neden? Günümüzün en ciddi problemlerinden olan bu empati yapmama insanların büyük çoğunluğunun dünyamız da değil de dünyasında yaşamasından kaynaklanıyor. Dünyamızda yaşamayı aslında istemsizce yapıyoruz – en azından iyi niyetle düşünüldüğünde böyle – kendi giyindiğimiz gibi giyinenlere değer veriyor, aynı müzik grubunun şarkılarını seven kişilerle konuşmaktan hoşlanıyoruz. Böyle düşünmemde ne sorun var ki? Diyebilirsiniz. Pek bir sorun gözükmüyor gibi olsa da bakış açımızı değiştirdiğimizde bizi rotasız bir okyanusun ortasına sürüklediğini görüyoruz. Nasıl mı? Kendi dünyanızda fazlaca bir süre kaldığınızda bakış açınızda körelmeye baş...

KRİSTAL GENÇLİK

  Kristal Gençlik   Şu dünyada ki herkes biricik   – Eğer ikiz kardeşiniz yoksa –   bir benzeriniz yok ve çok değerlisiniz.   Biri yeni bir buluş yapsa ve dese ki hayatının bir dönemini sonra tekrar açıp bakabilmen için saklayabiliyoruz! Sen hangi dönemi saklamak istersin ? Diye sorulsa birçoğumuz gençlik yılları deriz. İstediğimiz ne varsa bunu yapmak için güce, zamana ve sağlığa sahip olduğumuz ama yaşarken bunun kıymetini bilmediğimiz o paha biçilmez yıllar.   Peki bu vitrindeki az kullanılan ama çok değerli olan kristal gençlik neden bu kadar önemli ? Bir gün artık genç olmadığımızı hissettiğimizde geçmişte yapamadıklarımız için ne kadar pişman olacağız ? Bu ve bunun gibi daha nice soruyu aslında pekte düşünmüyoruz değil mi ? Evet belki yaptığımız işlerde kılı kırk yarıyoruz lakin ileride pişman olmamak için bugünü ne kadar ideal bir standarta   getiriyoruz ? Enerjimiz bol, zaman da hakeza öyle illa biriciğiz diye bencil mi ...

FİBER BAYRAM ŞEKERİ

    Nerede  o  eski  bayramlar  dediğimiz bir  başka  bayram  daha  yaşıyoruz. Nasıl mı? Eskiden  teknoloji bu denli  gelişmemişken  insanlar birbirlerine daha  kenetlenmiş bir  haldeymiş. Tarladaki  işlere biraz  ara  verilir,  bayramına  göre  çeşitli  ikramlar  hazırlanır, yeni  kıyafetler  dikilir ve  bayramın  gelmesi büyük  bir  heyecanla beklenirmiş. Tabi  memleket  dışında  oturan  akrabaları ve  bir  önceki  yazı  da  bahsettiğim  o  samimi arkadaşları  da  unutmamalı. Onlar  da  bayrama  gelmesi  dört  gözle  beklenenlerden. Bayram  geldiğinde  insanlar büyük  bir  sevinçle akraba  ziyaretleri yapar, gençler  oyun  kurar,  düğünler  sünnetler  şenlik  havasında  geçermiş. ...