Sanal olan bir şeye gerçek nasıl denir ki ?
Sizler ne dersiniz bilmem ama bence sanal olana gerçek
denmez, denemez.
Eskiden dostluklarda,
samimiyette gerçek olduğu için yan yana bakkal görmezdik. Eğer birinde aradığımız bir şey yoksa tabiri
caizse “çaktırmadan” diğer bakkala
gider, dönüş yolunda da ilk bakkalın önünden geçmezdik.
Yukarıda da dediğim gibi biz sanal değil gerçektik. Samimiyetimiz de, güven sözü de gerçekti.
Bakkallardan devam edelim J
Veresiye defterleri samimiyetin, güvenin tescillenmiş
haliydi.
Veren güvenir, alan bir borç bilir ve borcuna da sadık
kalırdı.
Ne acı, günümüzün hangi süper marketi bize paramız olmadan bir şey
verir?
Günümüz teknolojisinin bize birçok yarar sağladığı doğru ama
özümüzden birçok şeyi de alıp götürdüğü bir gerçek.
Gelişen teknolojiye ayak uydururken erozyona uğrayan
değerlerimizi daha ne kadar görmezden geleceğiz?
Değerlerimiz kaybolduktan sonra mı?
Yorumlar
Yorum Gönder