Ana içeriğe atla

İLETİŞİM KURDUM SAY!

     Düşüncelerimizi, ifade etmek istediklerimizi ne kadar karşımızdakine ifade edebiliyoruz?

Aslında günümüzde yaşanan birçok sorunun temel nedeni aynı, sorun anlattıklarımızla karşımızdakilerin anladığının birbirinden çok farklı olması.

Konuşurken ne kadar dikkat ediyoruz karşımızdaki kişinin de hakları olduğuna ya da başka bir ifadeyle onunda konuşma hakkı olduğuna?


düşünce yönü
iletişim kurdum say!


Maalesef günümüzde konuşmak kavramı yanlış bir şekilde anlaşılıyor.

Nasıl mı?

Çevrenizde ya da medyada sıkça karşılaştığımız bir durum her iki taraf ta kendi söylediklerin önemli olduğunu ve karşı tarafın kendi söylediklerini harfiyen kabul etmesi gerektiğine inanıyor.
Bu ciddi bir problem!

Başka bir sorun da konuşan diğer kişinin de karşısındaki kişiyi zaten hiç önemsemeyip dinleme ihtiyacı hissetmemesi.

Hal böyle olunca bir sonraki adımda konuşmaya ilk başlayan kişinin ses tonu yavaş yavaş yükselmeye başlıyor.
Karşısındaki kişi konuşmayı dinleyen biriyse belki sorun olmayacak ama yok illa benim söylediğim doğru diyorsa bu sefer her iki tarafın da sesi yükseliyor ve çatışma ortamı oluşuyor.
Hal böyle iken iletişim de son buluyor.

Kendimizi ifade etmenin en önemli yollarından biri olan konuşma kavramı, yüzyıllardan beri süregelen bir ihtiyaç.

Son yüzyılda birey olmanın erozyona uğramasıyla başlayan, insanların sadece kendi söylediklerinin önemli olduğunu ve sadece kendilerinin değerli olduğunu düşünmesiyle devam eden bu süreç tam anlamıyla toplumsal yaşamımızın da her aşamasına nüfuz etti.

Bencil ve narsist olma yolunda emin adımlarla ilerledikçe kişiler de haliyle sadece kendi varlıklarını önemseyip iletişimi de sadece kendi içlerini rahatlatmak için kurar olduğu maalesef bir gerçek.


düşünce yönü
Doğru iletişim


Şu soru da sorulmalı karşımızdaki insan bizi dinlemek istiyor mu? Yoksa sadece dinliyormuş gibi mi yapıyor?
Konuşma kavramının değiştiği gibi dinleme kavramı da değişiyor daha doğrusu insanlar birbirlerini de dinlemiyor.

Bir insanın kendini geliştirmesinin yollarından biri de kendi dünyasından olmayan kişilerle konuşup tabularını yıkması değil midir?

Burada devreye tahammül kavramı giriyor. Aslında kavramlar birbiriyle iç içe. Konuşmaya istekli ama dinlemeye ya da farklı bakış açılarıyla düşünen insanlara tahammülü olmayan kişiler iletişim de kuramıyor.



SÖZÜN ÖZÜ: Aynı dünyada yaşayan insanlar olarak, her bir insanın birbirinden farklı olduğunu, insanların birbiriyle anlaşmasının kolay olmayabileceğini karşımızdaki kişiye saygı duyarak ve hoşgörülü olarak daha iyi bir iletişim kurabileceğimizi tüm hücrelerimizin idrak etmesi gerekiyor. Bu şekilde gerçek bir iletişim kurabiliriz.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜNYA DA MI DÜNYAMIZ DA MI YAŞIYORUZ?

               Günümüzde dünyanın hemen her   yerinde toplumsal birçok sorun yaşanıyor.  Hırsızlık, cinayet, dolandırıcılık ve sayamayacağım daha birçok sorun. Neden? Sorusunu sorduğumuzda en yalın haliyle karşımıza aynı cevap çıkıyor, “ empati yapmamak ”. Ama neden? Günümüzün en ciddi problemlerinden olan bu empati yapmama insanların büyük çoğunluğunun dünyamız da değil de dünyasında yaşamasından kaynaklanıyor. Dünyamızda yaşamayı aslında istemsizce yapıyoruz – en azından iyi niyetle düşünüldüğünde böyle – kendi giyindiğimiz gibi giyinenlere değer veriyor, aynı müzik grubunun şarkılarını seven kişilerle konuşmaktan hoşlanıyoruz. Böyle düşünmemde ne sorun var ki? Diyebilirsiniz. Pek bir sorun gözükmüyor gibi olsa da bakış açımızı değiştirdiğimizde bizi rotasız bir okyanusun ortasına sürüklediğini görüyoruz. Nasıl mı? Kendi dünyanızda fazlaca bir süre kaldığınızda bakış açınızda körelmeye başlıyor. Sürekli kendiniz gibi olan insanlarla görüşme i

KRİSTAL GENÇLİK

  Kristal Gençlik   Şu dünyada ki herkes biricik   – Eğer ikiz kardeşiniz yoksa –   bir benzeriniz yok ve çok değerlisiniz.   Biri yeni bir buluş yapsa ve dese ki hayatının bir dönemini sonra tekrar açıp bakabilmen için saklayabiliyoruz! Sen hangi dönemi saklamak istersin ? Diye sorulsa birçoğumuz gençlik yılları deriz. İstediğimiz ne varsa bunu yapmak için güce, zamana ve sağlığa sahip olduğumuz ama yaşarken bunun kıymetini bilmediğimiz o paha biçilmez yıllar.   Peki bu vitrindeki az kullanılan ama çok değerli olan kristal gençlik neden bu kadar önemli ? Bir gün artık genç olmadığımızı hissettiğimizde geçmişte yapamadıklarımız için ne kadar pişman olacağız ? Bu ve bunun gibi daha nice soruyu aslında pekte düşünmüyoruz değil mi ? Evet belki yaptığımız işlerde kılı kırk yarıyoruz lakin ileride pişman olmamak için bugünü ne kadar ideal bir standarta   getiriyoruz ? Enerjimiz bol, zaman da hakeza öyle illa biriciğiz diye bencil mi olmak zorundayız! Kristal gençli

Güvenen Emoji

Günümüzde duygularımızı ifade etmek için birçok yol kullanıyoruz; sözler, resimler, GIF’lar vs. Ama bir duyguyu ifade edemiyoruz bu dört yola ne mi? Güven duygusu ! Bir insan başka bir insana güvendiğini ona belki söyleyebilir “sana güveniyorum” gibi ama etki uyandıramaz ise, sözcüklerin de bir hükmü kalmamış olur. Bizler her ne kadar göremesek de çevremizde wifi ağları gibi bir sürü iletişim ağları ve bunların kalite kontrol süreçleri mevcut , dünyanın en karmaşık algoritmaları çok hızlı bir süreçte karar veriyor, güvenilirlik durumuna. Geçmişte insanlar daha samimi ve duygularında daha net oldukları için iletişimde oluşabilecek problemler de minimuma iniyormuş. Günümüz sosyal medyasında, olduğu gibi değil de kendini çok farklı şekilde gösterme çabasında olan insanlar da mevcut. Günümüz teknolojisi her ne kadar yaşamı kolaylaştırsa da birçok şeyi de bizden alıp götürüyor. Sözün özü: insanları tanımanın, anlamanın mihenk taşı yine insanın kendisi olmalı. Bu ko